Faiz kararının ardından enflasyonda bekle-gör dönemi başladı
Resmi bilgilere göre yüzde 64,8 ile dünyada enflasyonun en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Türkiye, AKP hükümetinin enflasyonla mücadele amacıyla haziran ayında başlattığı faiz artırım sürecinde bir ara döneme girdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılının ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında beklentiler doğrultusunda politika faizini 250 baz puan artırarak yüzde 45’e yükseltti. Faiz kararının ardından açıklanan metinde, enflasyonla mücadele için “gerekli parasal sıkılığa ulaşıldığı ve bu seviyenin gerektiği sürece korunacağı” belirtildi.
Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın galip geldiği 28 Mayıs genel seçimlerinin ardından son sekiz ayda faiz oranlarını toplam 36,5 puan artırdı. Böylece TCMB’nin seçim öncesinde Erdoğan’ın “faizler düşerse enflasyon da düşer” söylemiyle yüzde 8,5’e düşürdüğü siyasi faiz oranı yüzde 45’e çıkarıldı. Faiz kararının ardından dolar ve euro döviz kurları yükselişini sürdürdü. Dolar kuru 30,3 TL’ye kadar yükselirken, euro kuru 33 TL’de kaldı.
DW Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre, 31 Mart yerel seçimlerine kadar ekonomide yaşanan durgunluğu kontrol altına almak için verilen bu ara, uluslararası yatırımcıları Türkiye’ye çekmeye yetmeyecek.
Alçın: Yeni kredi kısıtlamaları gelebilir
DW Türkçe’ye konuşan Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, Merkez Bankası’nın son faiz kararının sinyallerinin Aralık 2023 toplantısında verildiğini hatırlatıyor.
Merkez Bankası’nın faiz artırımlarını resmi olarak durdurduğunu ve bundan sonra en azından 31 Mart seçimlerine kadar enflasyondaki gelişmeleri takip edeceğini belirten Prof. Alçın, şu görüşleri dile getiriyor:
“Artık enflasyonla mücadelede bekle-gör dönemine girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu süreç haziran ya da temmuz ayına kadar devam edebilir. Ama bu dönemde faiz artışı olmasa da bir dönem olabilir. Enflasyonla mücadele için kredi kartı taksitlerine ve kredi çekimlerine yeni sınırlamalar getirelim” diyor.
Konukman: İlginin çekiciliği azalıyor
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman ise son faiz artışıyla yüzde 45’e yükselen politika faizinin enflasyonun yükseldiği bir dönemde uluslararası sermayeye yeterli olmayacağını belirtiyor. yüzde 70’e.
AKP hükümetinin ekonomide “rasyonel politikalara dönüş” hamlesinin temel amacının uluslararası sermayeyi Türkiye’ye çekmek olduğuna dikkat çekti. Konukman, “Amaç öncelikle kısa vadeli sermaye hareketlerinin doğrudan yatırıma değil, Türkiye’ye yönelmesini sağlamaktı. Türkiye’nin kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin çok altında olduğu için uluslararası şirketlerin Türkiye’ye sıfırdan yatırım yapması beklenmiyor. Şu anda siyasi ilgiyi artırmak karlı olur.” “Kısa vadede Türkiye’ye sermaye girişini kolaylaştırıyor. Ancak enflasyon arttıkça mevcut faizin çekiciliği azalıyor” diye değerlendiriyor.
“Faiz artırımı seçimden sonra da devam edecek”
Hükümetin yıl sonu enflasyon beklentisinin halen yüzde 36 seviyesinde olduğunu hatırlatan Konukman, piyasa beklentisinin şimdiden yüzde 40-45’e ulaştığını vurguluyor. Konukman, “Mevcut siyasi faiz oranı ancak yıl sonu enflasyon beklentilerini karşılayacak seviyeye ulaştı. Yani son faiz kararı, yabancı yatırımcıların ve sıcak paranın Türkiye’ye gelmesini sağlayacak düzeyde değil.” “
TCMB’nin faiz kararı sonrası yaptığı “parasal sıkılığa ulaşıldı” açıklamasını eleştiren Prof. Konukman, “Bu ifadeyi kullanmak aslında yatırımcıya ‘Seçimlere kadar faizleri indirebilirim’ mesajını veriyor.” Faiz indirimi gibi yanlış bir karar olmazsa 31 Mart seçimlerine kadar bu seviyede kalacaktır, sonrasında faiz artırımına devam edilmelidir diye düşünüyorum.”
Erdoğan, TCMB Başkanı Erkan’a destek verdi
Öte yandan faiz beklentilerinin yanı sıra TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan ve ailesiyle ilgili medyada çıkan iddialar da geniş çapta tartışıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan iddialara ilişkin ilk kez dün konuştu. Erdoğan, partisinin Ankara ilçe başkan adaylarının açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada Erkan’a destek verdi.
Konuşmasında “Merkez Bankası rezervleri artıyor, harekete geçiyorlar” sözlerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi: “Ekonomide büyük zorluklarla yakaladığımız güven ve istikrar ortamını akıl dışı yöntemlerle yok edecek kampanyalar yürütüyorlar. Daha önce olduğu gibi, tüm umudunu ülkemizin tökezlemesine bağlayanları hayal kırıklığına uğratmaya kararlıyız. “Dedikodu yoluyla fırtına çıkarmaya çalışan fitne tüccarlarını kesinlikle umursamıyoruz.”
Hafize Gaye Erkan ve ailesine yeni iddialar
Bu resmi görüntülemek için lütfen JavaScript’i etkinleştirin ve HTML5 videoyu destekleyen bir web tarayıcısına geçmeyi düşünün
“İddiaların üstü kapatılmamalı”
Konukman’a göre Merkez Bankası Başkanı ile ilgili iddiaların üstü örtülmeye çalışılıyor. “Bu iddialar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle çürütülemez” diyen Konukman, iddiaların araştırılıp kamuoyunu tatmin edecek bir sonuca varılması gerektiğini vurguladı. Konukman, “Merkez Bankası ekonomik açıdan en hassas kurumdur. Bu argümanları iki cümleyle çürütmek yerine güveni güçlendirecek bir dil kullanılmalı ve argümanlar somut olarak çürütülmeli.”
Öte yandan, Prof. Alçayın, CBRT Başkanı ve ailesine karşı iddiaların ne doğru ne de yanlış olup olmadığının açık olmadığını ve “Buradaki ilk iş CBRT Başkanı Erkan’a düştüğünü söyledi. Kamuoyu iddialara net cevaplar versin. Bu yapılmazsa sorunun halının altına süpürüldüğü düşünülecek.” ” diyor.
DW Türkçe’ye sansür olmadan nasıl erişebilirim?